14 Haziran 2009 Pazar

Bosna Hersek Gezisi - IV

Mostar ise tam bir harika ama acılarla dolu bir harika, şehri ayıran gerçekten Mostar Köprüsü, Hırvatlar arasında StariGrad yani Eskişehir olarak geçiyor, Mostar’ ı ise müslümanlar kullanıyor, Mostar Köprülü gibi bir anlama geliyor diye biliyorum zaten bu köprüye de Stari Most yani Eski Köprü diyorlar, köprünün bir tarafında müslüman Boşnaklar diğer tarafında Katolik Hırvatlar yaşıyor, Hırvat tarafı Hırvatistan’ ın açık desteği ile hızla tamir, iskan ve mamur edilirken Müslüman tarafı yaralarını yavaş yavaş sarıyor ve burada da Boşnak nüfusu savaş öncesine göre gerilemiş durumda bu kenti muhakkak görmelisiniz, gerçekten değişik bir havası var ve açıkçası ben anlatmakta acziyet hissediyorum.



En acısı şehrin savaş öncesi tek olan sembolü artık çift bizler Mostar’ ı yeniden yaptık ama köprünün tam üzerindeki tepede köprüyü vuran topçu bataryasının bulunduğu mevziide 30 metrelik (60 metre boyunda olduğunu söyleyenler var ama gerçekçi değil en azından bana öyle görünmedi) bir haç ta artık Mostar şehrini selamlıyor ve geceleri de ışıklandırılıyor, bunun neresi yanlış derseniz bence her tarafı yanlış, Bosna da en çok hissedeceğiniz şey aslında nefret edilen Boşnaklar ya da müslümanlar mı, yoksa Türkler ve Osmanlımı işte bu şehir de bunu gerçekten çok daha iyi anlayacaksınız.



Mostar köprüsü bildiğiniz üzere bir Türk firması tarafından yeniden inşaa edildi, köprünün yapımı ile ilgili Neretva nehrinden eski köprünün taşlarının çıkarılarak kullanıldığı anlatılsa da, bu taşların nehirden çıkarıldığı ama yapılan testler ve araştırma sonunda gördükleri hasar ile yeni köprüde kullanılmasının doğru olmadığı anlaşılıyor yani bu da bir şehir efsanesi köprü tamamen yeni inşaa edilmiş ama onun ile ilgili hasar gördüğü çatlaklar oluştuğu yönünde bir haber geçenlerde çıkmıştı.

Yine Mostar yakınında gidebileceğiniz yegane yer Blagai Tekke, burası bir halveti tekkesi ve Bosna’ nın islamlaşmasında büyük etkileri bulunan iki erenden biri olan Sarı Saltuk’ un ki diğeri Ayvaz Dede, onun adına da her yıl Ayvatoviça şenlikleri yapılıyor.



Burada çay içebilirsiniz hem de kıtlama şeker ile bunda Sarı Saltuk’ un Erzurumlu olmasının etkisi nedir bilemem ama ilginç bir benzerlik, burada da türbenin hemen altında dağın eteğinden çıkan nehre hayran kalacaksınız suyunu direkt olarak içebilirsiniz tertemiz bir içme suyu kaynağı, deneyin derim. Değişik bir havası olan güzel el işi hediyeliklerin satıldığı kesinlikle pazarlık etmeniz gereken bir yer :D o dümdüz muhtemelen suyun fışkırması esnasında yıkılmış dağın yüzeyi altındaki mağaradan çıkan su ve yine dağın yüzeyinin şemsiye gibi örttüğü tekke çok enteresan bir görüntü veriyor.



Bu bölgeye gelmişken Blagai Tekke yolu üzerinden Dubrovnik' e doğru devam ettiğinizde yolunuz üzerinde birde Türk köyü var, buradaki yaşayan insanlar Türk kökenliler, burada görebileceğiniz eski bir Türk kalesi var araziyi tamamen tepeden görüyor, yolun az yukarısında bir de camii var imamı sizi misafir etmekten hoşnut kalacaktır buna emin olabilirsiniz. Türkiye' de kalmış ya da akrabaları olan insanlarda var ve kırıkta olsa Türkçe konuşuyorlar sizinle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder